|
SES KISIKLIĞINA DİKKAT!!!

Ses kısıklığı, ses kalitesinde, perdesinde, tınısında, tonunda ve rezonansında oluşan bozukluklar olarak adlandırılıyor. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, larenjitte ya da sesin zorlanması sonrasında görülen ses kısıklığında çok fazla telaşlanmaya gerek yok. İlaçla tedavi ve ses istirahati sayesinde kısa sürede iyileşme sağlanıyor. Ama tedaviye rağmen iyileşme görülmeyen inatçı ses kısıklığı başka hastalıkların habercisi olabiliyor. Biz de ses kısıklığı hakkında merak ettiklerimizi Çevre Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Esra Eryaman ile konuştuk.





Kulak-burun-boğaz uzmanı Esra Eryaman, Öncelikle sesin tanımını ve ses üretimini anlatıyor: “Ses için akciğerden ve nefes borusundan gelen havadır diyebiliriz. Ses üretimi ise karın, göğüs ve sırt adalelerinden oluşan güç kaynağı, ses teli bölgesindeki titreşim mekanizması ve daha sonra ses teli bölgesinin yukarısından buruna kadar giren dokuların rezonansından oluşur” diyor. Eryaman, alt solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak gelişen akciğer hastalığı, nefes borusu hastalıkları ve kuru öksürüğün ses üretim güç kaynağını ve ses kalitesini bozarak ses kısıklığına neden olduğunu anlatıyor. Ses telinde oluşan ses teli iltihabı, polip, nodül, reflü ve kanser de ses kısıklığı sebeplerinden bazıları. Genelde ses kısıklığının enfeksiyon ortamında olduğunu anlatan Eryaman, “Hasta önce nezle sonra farenjit olur daha sonra bu aşağı doğru iner ve ses tellerinin iltihabı dediğimiz larenjit olur. Daha sonra trakeyt dediğimiz kuru öksürük başlar” diyor. Larenjitte bol sıvı, enfeksiyonu kesici ilaçlar ve antibiyotik veriliyor ve tedavi kısa sürede tamamlanıyor.

Gribal enfeksiyonlar, üst solunum yolu enfeksiyonları, bakteri ve virüse bağlı durumlarda da ses kısıklığı olabileceğini belirten uzmanımız bu durumda bol sıvı tüketmenin ve antibiyotik tedavisinin iyileşmeyi sağladığını söylüyor. “Her zaman su ve bitki çayları ses tellerine iyi gelir” diyen Eryaman, ses tellerinin suyu ve sıvıyı sevdiğini dolayısıyla hastalara oda ısısında sekiz bardak su içmelerini önerdiklerini belirtiyor. Çoğumuzun fazla miktarda tükettiği çay ve kahve ise tam tersine ses tellerini ve mukozasını kurutarak ses kısıklığına neden oluyor. Ses kısıklığı sebeplerinden biri de reflü. “Bizi ilgilendiren; ses telleri ve gırtlak bölgesiyle, üst yemek borusu arasındaki reflüdür. Mide asidi yemek borusuna çıkıyor, yemek borusu asidi de gırtlağa çıkıyor. Bu durum gaz ve sancı gibi tipik bir şikayet yapmaz, daha sinsidir. Daha çok yukarıda olup; bir şey boğazımı sıkıyor, devamlı gıcık şeklinde öksürüyorum sık sık nedenini bilmediğim ses kısıklığım var boğazımda taş oturmuşçasına sıkıntı hissediyorum gibi şikayetler olur. Gırtlak muayenesinde reflünün ilerlemiş halinde ses tellerinin arka bölgesinde ödem, şişkinlik ve kalınlık görülür. Aynı zamanda polipler oluşur. Bu, reflünün yani yemek borusu asidinin gırtlakta yaptığı deformasyonlardır. Buna göre bir reflü tedavisini hem gastroentrologlar hem de biz veriyoruz.”



Çikolata, süt ve dondurma ses tellerini deforme ediyor…

Sigara, doğum kontrol hapları, alkol, kokain alımı, troid bezinin az çalışması, adet düzensizlikleri ve hormonal değişiklikler de ses kısıklığı sebepleri arasında bulunuyor. Çikolata, süt ve dondurma gibi yiyeceklerin de üst solunum yolları salgısını kalınlaştırdıkları için ses tellerinde bozulma yarattığına dikkat çeken uzmanımız daha çok limon suyu, doğal çay karışımları ve su gibi mukozanın salgısını inceltebilecek ve ödemi çözecek sıvıların tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekliyor. En önemli konulardan birinin fonksiyonel ses kısıklıkları olduğunu vurgulayan Esra Eryaman, bunun gergin insanlarda, sesini çok kullanan öğretmenlerde, kötü teknikle şarkı söyleyenlerde ve bağıran sokak satıcılarında görüldüğünü söylüyor. Bu kişiler, sesini yüksek çıkarmak için akciğer kapasitesini genişletip mide kafesindeki kasları göğüs kafesine itmek yerine, gırtlak bölgesine gerginlik veriyor ve ses telleri birbirine çok şiddetli çarptığı içinse bir şekilde travma yaratıyor. Böylece bu bölgede nodül denilen polip nasırlar oluşuyor. Bu rahatsızlıklarda önerilen ise ‘ses terapisi’. Özel üniversitelerde yetişmiş uzmanlar tarafından doğru teknikle, ses bölgesindeki adalelerde gerginlik yaratmadan konuşma egzersizleri veriliyor. Nodülün nasırlaşması durumunda ise ameliyat yapılıyor. Tekrar oluşumunu engellemek için mutlaka ses terapistine gitmek gerekiyor. Çünkü bunlar sadece kötü konuşma alışkanlıklarımız sonucunda meydana geldiği için tekrarlama olasılığı yüksek.



Ses kısıklığı kanser alarmı veriyor!

Sıradan bir ses kısıklığı deyip geçmemek gerekiyor. Çünkü ses kısıklığı aynı zamanda da kanser habercisi olabiliyor. Ses kısıklığında sürekli ilaç kullanılmasına rağmen düzelme olmuyor aksine artıyorsa muhakkak bir uzmana görünmek de yarar var. Gırtlak kanserini erken teşhis etmenin

önemini şiddetle vurgulayan Eryaman, “Erken safhada tespit edilirse bütün gırtlağı değil sadece bir ses telini tedavi ederek hastayı iyileştirebiliyoruz. İlerlemiş vakalarda kanser bütün gırtlağın içine ve yutak bölgesine yayılıyor böylece daha büyük bir ameliyat yapmak zorunda kalıyoruz. En kötüsü bütün gırtlağı almak zorunda kalıyoruz” diyor. Lokalize tümörlerde ses kısıklığına,

yutma güçlüğü, ağızda patates varmış sesin boğuk çıkması ve nefes almada bir bozukluk, kulağa yansıyan ağrı ve kronik öksürük eşlik ediyor. Sigaranın alkolle beraber alınması alkolün mukozada yaptığı etkisini daha çok arttırmasına neden olup ikisinin bir arada kullanımı gırtlak kanserini oluşturmada büyük rol oynuyor.



Ses kısıklığına yakalanmamak için ne yapmalı?

Öncelikle sigaradan uzak durmak, bağırıp çağırmamak, enfeksiyon süresini uzatmamak, sesimizi kontrollü kullanmak, terbiyeli bir sese sahip olmak, vücut gerginliğimizi azaltmak aynı zamanda ses tellerimizdeki gerginliği azaltmak gerekiyor. Kahve ve çay yerine bol miktarda su içmeyi tercih etmeliyiz.



Nasıl muayene ediliyor?

Önceleri endeskoplar yerine sadece bir alın aynası, indirekt bir ışık ve dil arkasına bakılan küçük bir ayna yardımıyla ters bir imaj görülüyordu. Şimdi ise Endeskopik sistemle muayene yapılıyor. Yetmiş derecelik endeskop ve kamera sistemi sayesinde ekran ve kompütürde büyütülmüş bir şekilde ses telini görmek mümkün. Ayrıca stroskopi denilen bir aletle ses tellerinin birbirine çarpma ve dalgalanma hareketleri yavaşlatılıyor böylece ses tellerinin vibrasyonu detaylı bir şekilde inceleniyor. Bu endeskoplar sayesinde her şey apaçık görülüyor. Korkulacak bir şey yok. Sadece dili biraz çekip alet arkaya konuyor. Rutin kulak burun boğaz muayenesinde yapılan işlemlerden biri. 01:03:00 ORHAN KUBİLAY DOĞUŞ adlı yazara göre Sil

1 – 4 / 4

0 yorum: